29 Aralık 2018 Cumartesi

[Röportaj]

Cesur Savaş Kameramanı Kenan Yeşilyurt

  12 yıldır Anadolu Ajansı muhabiri olan evli ve bir kız çocuğu babası Kenan Yeşilyurt ile röportaj yaptık ve sorularımıza yanıtlar aradık. Son 10 yıl içinde gerçekleşen tüm savaş bölgelerine gittiğini söyleyen Kenan Yeşilyurt ''Savaşta ne olacağını kestiremiyoruz ve her an kaza kurşununa gidebiliriz'' dedi. Savaş kameramanlığı ile ilgili sorduğumuz sorulara önemli cevaplar veren Kenan Yeşilyurt ‘’İnşallah ülkemiz savaş görmez’’ ifadelerini kullandı. Suriye'de çektiği görüntü ile 2012 yılında Haber Kameramanları Derneği tarafından düzenlenen Zoom ödülleri yarışmasında birincilik kazanan Kenan Yeşilyurt gençlere önemli tavsiyeler verdi.



1) Kendinizden biraz bahseder misiniz?

  Adım Kenan Yeşilyurt. Aslen Gümüşhane doğumluyum. Evliyim ve 1 kız çocuğum var. 12 yıldır da Anadolu Ajansında  çalışıyorum. 
    

2)Savaş kameramanı neler yapar, görevi nedir?

  Aslında savaş kameramanlığı adı altında bir meslek yok. Biz muhabiriz ve istek üzerine savaş bölgelerine gidip gelişmeleri anlık aktarıyoruz. Bu yüzden savaş kameramanı olarak biliniyoruz. Savaş kameramanı savaşta olup biteni tüm çıplaklığı ile kamuoyuna bildirir.

3)Hangi bölgelerde görev yaptınız?

  Yemen hariç son 10 yıl içerisinde gerçekleşen tüm savaşlarda bulundum. Sadece savaşlar değil doğal afet bölgelerinde de yer aldım. Suriye, Gazze, Mısır, Filistin, Musul, Somali, Libya, Filistin, Japonya ve Güney Afrika Cumhuriyeti’nde sıcak gelişmeleri takip ettim.

4)Savaş bölgesine ilk gittiğinizde ne gibi zorluklarla karşılaştınız?

  İnsanların beden dilini anlamamak, kültürlerini bilmemek çok zorluk çıkartıyor. Bizim dilimizde bir kelimeye karşılık gelen hareket onların dilinde farklı bir anlama gelebiliyor. Coğrafyayı bilmek, tanımakta önemlidir. Mesela tişörtle gidebilirsiniz ancak orada kış olabilir, sonuçta hiç bilmediğiniz bir yere gidiyorsunuz ve her şeye hazırlıklı olmalısınız.

5)Savaş bölgesine giderken ne gibi hazırlıklar yapıyorsunuz?

  Kameramızı, miğferimizi ve yeleğimizi alıp gidiyoruz. Bunun yanında temel ihtiyaç malzemesi de alıyoruz. Hazırlık olarak başka hiçbir şey yapmıyoruz. Zaten savaş bölgesine gidiyoruz ne olabileceğini kestiremiyoruz o bölgede yalnızsınız, her an kaza kurşununa gidebilirsiniz.


6)Savaş kameramanlığı adı altında bir eğitim var mı?                                              

  Savaş kameramanlığı adı altında bir eğitim yok. Önceden sadece Reuters Haber Ajansı böyle bir eğitim veriyordu. 1 haftalık bir eğitimdi, ancak o da kaldırdı bu eğitimi. Şu anda Anadolu Ajansı 20-25 günlük savaş muhabirliği eğitimi veriyor. Bu eğitimi isteyen herkes alabiliyor. Muhabirlik eğitimi, silah eğitimi ve savaşta ne yapılması gerektiği size gösteriliyor. Bir manav bile gidip bu eğitimi alabilir. Bu konuda bir sınırlama yok.

7)Savaşın içerisinde büyüyen çocukları görünce neler hissediyorsunuz?

  Kızım aklıma geliyor. Bu psikolojime de yansıdı. Yaramazlık yapan bir çocuk görünce kızmıyorum. Vatan Caddesi’nde bir Suriye’li çocuk vardı F16 uçakları geçince yere yattı ve vurulacak zannetti. Onu görünce yüreğim parçalandı. Savaşın en büyük yaralarını şüphesiz çocuklar alıyor. Bizim çocuklarımız çok şanslı inşallah ülkemiz savaş görmez.
  

8) Bu meslek hayatınızda başınızdan geçen ve hiç unutamadım dediğiniz bir olay var mı?

  Gazeteci arkadaşımın vurulma anını hiç unutamıyorum. Vurulduğu anda onu telkin ettiğim ve sakinleştirmeye çalıştığım anlar hiç unutamadığım günlerdi benim için. Gittiğim savaşların hepsi benim için önemli bir tecrübe oldu. İlk gittiğim zamanlar cesetler gözümün önünden gitmiyordu. Hatta psikolojimi de kötü yönde etkilemişti bu olaylar.

9)Bu mesleği hakkıyla ve en doğru şekilde yapan kişilerden biri olarak biz gençlere ne gibi tavsiyeler verebilirsiniz?

  Bir şey olmak için kendinizi yıpratmayın, zaten olacağı varsa olur. Birileri gibi değil kendiniz gibi olmak için uğraşın. Gençlere verebileceğim en önemli tavsiye yurtdışına çıkın olur. Mezun olduktan sonra farklı yerler, kültürler görün. Ufkunuzu genişletip hayata geniş pencereden bakın. Bakış açınızı her zaman geniş tutun.

Biz burada savaşa uzak bir şekilde medyanın bize aktardığı kadarıyla savaşı yorumluyoruz. Siz savaş bölgelerinde görev yapmış biri olarak yaşananlara birebir tanık oldunuz.



10) Peki oradaki insanlar neler yaşıyor, ne gibi yardıma ihtiyaçları var?

  Savaş bölgelerindeki insanların tek ihtiyacı güvenli bir ortam olmasıdır. Çocuğum okula gitsin gibi bir kaygıları yok. Nasıl hayatta kalabilirim sorusunu sürekli düşünüyorlar. Kadınlar bulaşıklarını yıkayıp evde kocalarını beklemiyor. Silah kullanmayı öğreniyorlar. Çocuklar bile silah kullanmayı bilmek zorundalar. Oradaki çocukların bizim gibi of bugün okul var, gitmesek mi acaba gibi bir dertleri yok. Bugün hayatta kalabilecek miyim gibi dertleri var.



15 Aralık 2018 Cumartesi

[Haber]

                                                              Pınarhisar'da Muhabirlik Söyleşisi

  Kırklareli'nin Pınarhisar ilçesi Halk Eğitim Merkezi'nde muhabirlik söyleşisi düzenlendi. Söyleşiye katılan Kenan Yeşilyurt ve Berk Özkan öğrencilere muhabirlik ile ilgili bilgiler verdi.

  Kırklareli'nin Pınarhisar ilçesi Halk Eğitim Merkezi'nde Pınarhisar Meslek Yüksek Okulu Halkla İlişkiler Bölümü 2.sınıf öğrencileri tarafından muhabirlik söyleşisi organizasyonu düzenlendi. Organizasyona katılan Kenan Yeşilyurt savaş muhabirliğinin zorlukları ve bir muhabirin taşıması gereken özellikler gibi bilgiler vererek savaşın acımasızlığını anlatan videolarda gösterdi. Berk Özkan ise foto muhabirliği ile ilgili püf noktaları ve zorluklarını anlatarak kendi çektiği fotoğraflardan örnekler gösterdi. Organizasyon'da bazı teknik aksaklıklar oldu ancak kısa süre içinde düzeltildi. Organizasyonu düzenleyen öğrencilerden olan Mücahit Göktaş: ''Güzel bir iş çıktığına inanıyorum. Özellikle Medya ve İletişim bölümü öğrencilerini ilgilendiren bir söyleşiydi. Çoğunlukla onların alanı ile ilgili bilgiler verildi. Bu söyleşi tüm öğrencilere faydalı olabilirse ne mutlu bize'' dedi.
Kenan Yeşilyurt ''Gençler kesinlikle yurt dışına çıkın ve ufkunuzu genişletin hayatınızı dar pencereden planlamayın'' diyerek şu cümleleri de ekledi.
Kesinlikle ikinci diliniz olsun. Hatta üçüncü diliniz bile olsun. Kendinizi sürekli geliştirin ve neye yönelmek istiyorsanız o yönde ilerleyin.
Söyleşiye Pınarhisar Meslek Yüksek Okulu öğretmenleri, öğrencileri, müdür, müdür yardımcıları katıldı. Söyleşi sonunda Kenan Yeşilyurt ve Berk Özkan'a plaket verildi.

  








                                                  

14 Aralık 2018 Cuma

[Sinema]

MÜSLÜM

  Başrol oyuncuları Timuçin Esen ve Zerrin Tekindor olan ''Müslüm'' filmi vizyona girdi. Vizyona girdiği tarihten bu yana izlenme rekorları kıran film Müslüm Gürses'in acıklı hayat hikayesini beyaz perdeye taşıyor.

  Filmin neredeyse tamamı duygu yüklü sahnelerle doluydu. Efekt ve vurgular o kadar iyi ve yerinde kullanılmış ki kendinizi filmin içinde buluyorsunuz. Sahnelerdeki olay ve duyguları dolu dolu yaşıyorsunuz. Aksiyon sahnelerinde özellikle de arabanın takla attığı sahnede efekt ve vurgular o kadar mükemmel yapılmış ki bir an film izlediğinizi unutuyor gibi olup filme dalıyorsunuz.

  Filme gitmeden önce Müslüm Gürses'i oynayacak kişilerin ona benzetilememesi ve filmin sahnelerinin gerçekçi olmayacağının ön yargısını taşıyordum. Çünkü toplumda büyük yer edinmiş arabeskin usta isimlerinden biri olan Müslüm Gürses gibi bir adamın hayat hikayesini beyaz perdede anlatmak çok kolay bir iş değil. Ancak filmi izleyince tüm ön yargılarım gitti. Makyaj ekibi gerçekten çok iyi iş çıkarmış ve Timuçin Esen'i tam anlamıyla Müslüm Gürses'e benzetmişler. Bu makyaj Timuçin Esen'in müthiş oyunculuğuyla da birleşince rolü çok gerçekçi ve samimi durmuş. Müslüm Gürses'in çocukluğunu canlandıran Şahin Kendirci'de hem Müslüm Gürses'e benzerliği hem de sesiyle karaktere ciddi anlamda yakışmış.


  Filmi özetleyecek olursak Müslüm küçük yaşlarda bir işte çalışırken aynı zamanda da babasından gizli şarkı söylemeye gider. Şarkı söylemesini istemeyen babası ise çok sinirli ve alkolik bir adamdır. Müslüm babası hırsızlıktan cezaevine girince aradığı fırsatı yakalar ve müzikte iyice ilerler. İki sene sonra babası hapisten çıkınca olanları öğrenir ve Müslüm'ün annesi ile küçük kardeşi Ezo'yu öldürür. Evden zor kaçan Müslüm ve kardeşi Ahmet olanlardan sonra artık ailesiz kalmıştır. Ahmet yatılı okulda okur ve Müslüm bu kadar acı yaşamasına rağmen başarı merdivenlerini bir bir çıkarak en ünlü şarkıcılar arasına girer. Ancak kaderinin talihsizliği yine kendini göstererek Müslüm'ü bulur. Gece saatlerinde araba ile giderken kaza yapar ve kafatasına platin takılır aynı zamanda ise bir kulağından işitme kaybı yaşar. Kulağı duymadan nasıl şarkı söyleyeceğini bilemeyen Müslüm'ün aklına hocasının söylediği bir söz gelir ve duymayan kulağına aldırmadan sahnelere çıkıp şarkılarını söylemeye devam eder. Ardından küçükken sinemada gördüğü Muhterem Nur ile karşılaşır. Aralarındaki yaş farkını aldırmadan çok büyük bir aşk yaşamaya başlarlar. Müslüm'ün kardeşi Ahmet ise çok trajik bir şekilde askerler tarafından vurularak öldürülür. Filmin sonunda Müslüm Gürses'in ölümünün verilmemesi de çok güzel olmuş. Onun yerine kendisine ait fotoğraflar ve çeşitli yazılar gösterilerek filmin sonu yapıldı.


  Bu kadar acıya ve kedere rağmen Müslüm Gürses hayata ve arabesk müziğine tutunarak tüm Türkiye'nin Müslüm babası olmayı başarıyor. Filmde sevmediğim veya beğenmediğim pek bir yer yoktu. Film gerçek bir hayat hikayesinden alındığı için senaryo ile ilgili pek bir şey söyleyemeyiz. Böyle olmamalıydı, şöyle olmalıydı diyemiyoruz. Çünkü bunlar yaşanmış olaylardan alınmış. Müslüm Gürses'in kendisinin olduğu bir iki sahne vardı ancak sahneler o kadar kısa geçilmiş ki tadını alamadan sahne geçti. Kendi kendinize o sahne ya hiç yapılmasaydı yada biraz uzun olabilirdi diyorsunuz.

  Müslüm filminin geneline bakıldığında çok acıklı ve duygusal bir film olduğunu söyleyebiliriz. Daha öncede bahsettiğim gibi filmdeki sesler, efekt ve vurgular gerçekten iyi olmuş ve filmi beğenmemde büyük rol oynadı diyebilirim. Müslüm Gürses'in arabesk müziğinin efsanesi olarak bu filmle beraber ölümsüzleştiğini ve hafızalara kazındığını dile getirebiliriz.



Oyuncular: Timuçin Esen, Zerrin Tekindor, Şahin Kendirci, Taner Ölmez, Ayça Bingöl, Turgut Tunçalp, Erkan Can, Goncagül Sunar, Erkan Avcı


                                             


8 Aralık 2018 Cumartesi

[Haber]

                Pınarhisar'ın Altın Değerleri

Kırklareli'nin Pınarhisar ilçesi Kültür Merkezinde Altın Değerler Sergisi açıldı. Sergide Kırklareli arşivinden alınan tarihi resim ve eşyalar sergilendi.

  Kırklareli'nin Pınarhisar ilçesi Atatürk Kültür Merkezi'nde 6-7 Aralık tarihleri arasında Altın Değerler Sergisi açıldı. Sergide Kırklareli tarihi ve Mustafa Kemal Atatürk ile ilgili resimler halka açıldı. Sergi Pınarhisar Meslek Yüksek Okulu Hakla İlişkiler Bölümü 2.sınıf öğrencileri tarafından organize edildi. Sergiye Pınarhisar Belediye Başkanı Mustafa Cingöz, Pınarhisar Meslek Yüksekokulu Müdürü Sezai Öztaş, Pınarhisar Meslek Yüksekokulu Müdür Yardımcısı Aydın Unal ve çok sayıda öğrenci katıldı.
 Sergiyi organize eden öğrencilerden Burak İlker Sancar ''Bu tip organizasyonlar yaparak okulumuza ve bölümümüze gelecek öğrencilere öncü oluyoruz ve bu tip organizasyonların artmasını umuyoruz'' dedi. Sancar ''Yeterli yatırımlar yapıldığı sürece ve imkan verildikçe daha verimli şeyler yapacağımıza inanıyorum'' ifadelerini kullandı.







TEMPO Evden Eve Nakliyat | İSTANBUL 0554 976 60 70

TEMPO EVDEN EVE NAKLİYAT | İSTANBUL 0554 976 60 70 Tempo Evden Eve Nakliyat kalitesi ve kurumsal bir statü ile siz değerli müşterilerine hi...